27 Kasım 2013 Çarşamba

29/29


   Ben 29 yaşında eşek kadar kadın, O 29 haftalık minnacik bir bebe. Ben heyecanlı, meraklı, şaşkın; O kıpır kıpır, hareketli-)
   Her gün doğmuş halinin hayalini kurup dolaptaki minnacik çoraplarını öpüyorum ve galiba ben anneliğimden korkuyorum.

17 Kasım 2013 Pazar

RONALDO


   Futbola merakım bi kaç kere izlediğim maçla ve oynadığım(!) playstationla sınırlı.Eğlenelim diye aldığımız playstation bir evde nasıl kavga sebebi olur kitabını yazabilirim:)

   _gel sana playstation öğretiim de oynayalım.

   _hiihee tamam.
   _ şu tuşla pas vericen, şuna basıp koşucan, şu ikisine basıp bilmem ne yapcan...
   _hee hüü şimdi neye bascam?
   _ laaaagggnnn yuvarlağa bas ama önce adamına pas ver.
   _ neyle pas vercem, üstünde üçgen olana mı basım? 
   _Ooo öyle bakarsan daha çok gol atarım ben.
   _şu tuşları bi çözsem ben de atarım.
   _top ayağında bak koş.Yaa çok koşma dışarı çıkıon, oofff napıon yaa ortadan şut mu çekilir, şuna basıcan ne duruon...
   _hüüü ben oynamıcam be bu ne:(
   _tamam tamam gel bi daha anlatıım.

   Bu senaryoyu defalarca yaşadım, bi kere orta sahadan gol atarak da playstationı zirvede bırakma kararı aldım:)

   He burdan konuya nasıl gircem düşünüyorum:)Neyse. Yapılan spor vücut şeklini büyük ölçüde değiştiriyor.Basketbolcuların boyları uzun, yüzücülerin omuzları geniş,futbolcular kısa kaslı bacaklı falan filan.
   Peki biz hamileler futbol mu oynuyoruz? hayııırrr.Neden bacaklar bir futbolcu bacağı seviyesine gelir o zaman? bu sorunun cevabı yok bende şuan:)
   Doktorumla ilk görüşmemizde söylediği cümle hala kulağımda. 'Biz hamilelerimizin bu süreçte 12-15 kilo almalarını uygun buluyoruz.İlk 3 ay 1,5-2 , diğer 3 ayda ayda 1 kilo, son 3 aylık süreçte de ayda 2 kilo.' Sonra ben hesapladım hesapladım doktorun dediği rakamlarla 11 oluyor alınan kilo. Bir yerlerde bi açık var eee o açığı kapatmak gerek neticede:)
   İlk 5 ay 5 kilo alıp 6. ayda 3-4 kilo alarak açığı fazlasıyla kapattım sanırım.Şuan 28. haftamdayım aç karnına(ki tok tartılmak çok gereksiz) 10 kilo almış görünüyorum.Aldığım 10 kilonun sadece 1 kilosunun bebik olduğunu da düşünürsem geri kalan 9 kilo beni tabiki bir futbolcu, halterci vücuduna dönüştürmeye yeter de artar bile:) Daha önümde 2,5 ay olduğunu da düşünürsek doğuma nasıl bir vücutla gireceğimi çoook merak etmekteyim.
   Doğumdan sonra alınan kilolar çabuk gidiyodu di mi? Verin bana ordan bi tabak börek:)
    

7 Kasım 2013 Perşembe

TAKLACI TOMBAK


    Unuturum diye not etmişim telefonuma ilk kıpırtıları hissettiğim tarihi.6 Eylül..
     Hani muhabbet kuşunun kafesini açınca nereye uçacağını bilemez de duvardan duvara çarpar ya (evet bir zamanlar bizim kuşumuz bu haldeydi, herkesinki bizimki gibi şaşkın olmayabilir:)) sanki içimdeki minik bi kuş,bense duvardım. Ne zaman ki ayaklarımı uzatıp keyif yapardım başlardı kanat çırpışlar.Oysa şuan zaman farketmeksizin hareket halinde.Yemek öncesi, çikolata sonrası, merdivenden inerken, otururken,uyurken hiiiç farketmiyor, erkek olduğunu hatırlatır güçte tekmeler,yumruklar savuruyor.Artık yalnız ben de değil eli ya da gözü göbeğimde olan herkes hissediyor taklacı tombağı:) 

3 Kasım 2013 Pazar

HAMİLE YOGASI


      'Sağlıklı bir yaşam için spor yapın'  çoğu zaman klişe bir laftan ibaret gelirdi. 3 sene önce pilates yapmaya başlayınca ne kadar doğru olduğunu anladım.Sıkılaşmak için başladığımda bir süre sonra hep şikayetçi olduğum sırt ağrılarım da geçince benim için bağımlılık haline geldi.Spor salonunda bi uzmanla çalışmadım evde spor yapanların uzmanı Ebru Şallı ne güne var canımm aaa:) Bebek düşündüğüm andan itibaren bıraktım pilatesi ve yogaya başlamaya karar verdim.
       Yoga için düşünürken instagramda karşıma http://leileo.wordpress.com/  Zeynep çıktı. Çookk öncesinde internette de denk gelmiş unutmuştum.Yeni doğum yaptığı için yoga yapıp yapmayacağını, ya da bana ne tavsiye edebileceğini sordum.O kadar sıcak ve içten cevap verdi ki bir hafta sonra yogaya başladım.Bu arada yaz tatili geçmiş bizim bebe 17-18 haftalık olmuştu bile.Şuan 27.haftanın içindeyiz ve haftada 1 gün yogaya devam ediyoruz,stresimizden arınıyoruz:)
        Dersler Acıbadem Fulya hastanesinde ücretsiz devam ediyor ve hamile olan herkese açık.Öncesinde hastaneyi arayıp kayıt yaptırmak gerekiyor.Grup dersi şeklinde.Derste her trimesterdan hamileler olduğundan hareketler hepimize yönelik. Zaten amaç zayıf olmak, formda kalmak değil rahatlamak:) ki her ders sonrası ohh ne güzeldi diye bitiriyorum:)vücuduma inanılmaz iyi geliyor ve evde de bazı hareketleri tekrar ediyorum. Herkesin hamile olması da şahane bir duygu ve muhabbetler 'aaayy senin kaç haftalık? cinsiyeti ne? isme karar verdiniz mi? doktorun kim? normal mi sezaryen mi düşünüyosun?..... diye uzayıp gidiyor.:) 
         Derse başladığımız anda kabuğuna çekilen bebe tam gevşemeye gelince tekme tokat saldırıyor bana:) Hareket etmemi mi istiyo yoksa sukunetten yana mı keşfedemedim.Doğunca görücez artık.
         
        
        

8 Ekim 2013 Salı

ÇATLAK,PATLAK,YUSYUVARLAK...


     Çocukken oynamayı en sevdiğim oyunlardan biriydi öyle ki hala öğrencilerime bile oynatırım.Hoş şarkı sözü şimdilere gelene kadar biraz değişikliğe uğrasa da çatlak patlak kısmı mütematiyen sabit kalacak:) Yalnız yazarken düşündüm de ne demek istemiş olabilir bu şarkıyı uyduran:)
'Çatlak patlak
yusyuvarlak
kremalı börek
sütlü çörek
çek dostum çek
elini ordan çek...'
(Offf şimdi pofuduk peynirli bi börek, çörek olsa ne yerim var ya(yazarın içsesiydi ciddiye almayın))Anlayan, anlatabilecek olan varsa beri gelsin.Valla dinlicem.
      Şu sıralar gündemimde 'çatlamak'  bebek arabası nasıl olmalı,hangi geceliği alsamla birlikte üst sıralarda. Hal böyle olunca bi takım kremler,yağlar işin içinde tabi.Bunlar benim şimdiye kadar aldıklarım.

LIERAC: Birçok kişiden duyup,gördüm fakat hiç kullanmadım daha o yüzden faydalı mı değil mi yorum yapamıyorum.Krem yapıda olması cazip ama eğer siz de benim gibi güreşecek gibi yağlanıp kremleniyorsanız boyut ve fiyatı pek tatmin etmeyebilir.
BIO-OIL: Yıne methini pek duyduğum kokusu şahane sürümü kolay bir yağ.Hatta öncesinde oluşmuş çatlakları da düzenli kullanıldığında geçirdiği yazıyor.Nemlendirmesi güzel, vucuda iyice yedirildiğinde yapış yapış bi his olmuyor.Vücuduma sürdükten sonra elimde kalanı yüzüme yediriyorum.Cilt yaşlanması ve kırışıklığa da iyi geliyomuş.Benim için tek dezavantajı şişesi.Keşke fısfıslı olsaydı:)
BEBAK ACIBADEM SÜTÜ: Yine bikaç forumda çatlak için kullanıldığı gözüme çarptı.Daha öncesinde yüz temizliği için kullanmıştım.Tüylenme yaptığına dair yorumlardan dolayı vücudum için kullanmaya başlamadım hala.Çatlamamak için maymuna dönmeye değer mi karar veremedim:)
BEBEK YAĞI: Çölleri aratmayacak kurulukta bir cildim olduğundan hamilelik öncesinde de her duş sonrası tüm vücudum için kullanıyordum.Şuanda da aynı şeye devam ediyorum.Bebeksi kokusu herşeye değer:)
     Çatlamak ya da çatlamamak işte bütün mesele bu:) Genel olarak bilinen ırsi kanısı ne kadar doğru bilmem de annemdeki çatlakları göz önünde bulundurursam kumaşım pek kaliteli olmayabilir.Bu noktada gece-gündüz düzenli kullanmak pek önemli.Ben yine önlemimi alıyım da çatlarsam çatlarım:)Varsa başka önerilere açık olmakla birlikte bana gece-gündüz çok düzenli kullandığınızı da söyleyin de kendime bi çeki düzen veriyim yol yakınken:P

30 Eylül 2013 Pazartesi

MERCİMEKTEN KAVUNA...


   Bir bebeğin işi de hiiiiç kolay değil.Başladığın boyutun bilmem kaç katına çıkıyor olmak hiç de yabana atılacak bir süreç değil çünkü (oyy kıyamam,hepimiz elleri göbeklere koyup bebelerimize bi öpücük gönderelim şimdi).
   Onun işi o kadar zorken bi de saçma sapan benzetmeler yok mu çok anlamsız bence.Neden mercimek kadar denir, anne mercimek çorbası yaparken bir bardağa kaç bebek sığabileceğini düşünüp mercimekten tiksinsin diye mi? Ya da muz kadar olduğu söylenen bebe hangi muz türündedir,anamur mu çikita mi:) Çikita muz kadarsa aklımıza Ajdar'ın gelmeme ihtimali var mı:)Babam böyle pasta yapmayı nerden öğrendi?Ayy hatlar karıştı.Aman kulak mememizi çekip tahtalara vuralım, aklımızdan Ajdar'ı silelim, bebelerimiz ona benzemesin:)
   Oysa kitaplar, dergiler,doktorlar(doktorum henüz boyut benzetmesi yapmadı sırf bu yüzden bile onu çok seviyor olabilirim:P)azıcık düşünseler ya hepimiz bayanız.Bıraksalar eriği,armudu ojeden,allıktan,tektaştan örnekler verseler de hayat hepimiz için kolaylaşsa:) 'Ben fasulye,avakado değilim' deyip isyan bayraklarını çekmeleri yakındır tüm bebelerin.Yol yakınken bırakalım meyveleri,bakliyatları da onları minik birey olarak kabul edelim ha ne dersiniz...

29 Eylül 2013 Pazar

YOLUN YARISI


   21. haftada yolun yarısını aşmış olmanın şaşkınlığıyla devam ediyorum.Zaman geçiyor ve biz hala anne-baba olma moduna gir(e)medik.Daha doğrusu bi girip bi çıkıyoruz.Tam he oldu bu iş diyorum sonra öyle bişey yapıyorum ki daha yolun var Cansu bi anne böyle yapmaz diyorum.Hani kadın hamile olduğunda, baba kucağına aldığında oluyodu bu iş,biz niye geriden gidiyoruz yahuu.Tamam ultrasonda görüp 'ayy tatlıı' 'heeehee yariimm' diyoruz da olmuyo sadece uzaktan sevmekle.
   Bol bol konuşalım,kitap okuyalım diyorum babası gibi 4 yaşında konuşmasın diye de komik geliyo sonra kendi kendime yüksek sesle çocuk kitabı okumak:)Zaten bizim zamanın hikayeleri hikaye değil korku serüveni.Kurdun yemeye çalıştığı kırmızı başlıklı kız mı dersin,yollarını kaybeden Hanselle Gratel mi dersin.Şimdi okuyunca ben korkuyorum yaa. En iyisi Küçük Prens:)Ninni dinleteyim,klasik müzik dinlesin(bu da niye bilmem her bebe gangnamla tanışacak elbet bir gün:)) dedim hiç sallamadı bile beni tepki bile vermedi.Sen misin tepki vermeyen aldım elime poşeti şişirip patlattım.Yok öyle istersem tekmelerim istemezsem tekmelemem ayakları.Tekme tokat istiyosam tekmeliyeceksin bebe aklına sok bunu dedim.Yine tepki vermedi acıdım tamam uyu dedim kapattım ninniyi falan.Ben saçmaladıkça o tekmeliyo, o tekmeledikçe ben gülüyorum(yakında dayak manyağı olabilirim) öyle tuhaf bir ilişkimiz var işte.   
   Olacak olacak annelik  ruhu bir gün beni de bulacak.Her ne kadar ilk öğrendiğimde, kalp atışını duyduğumda, ilk tekmesinde ağlamamış olsam da o ruhu bekliyorum..

10 Eylül 2013 Salı

ARA


     Yazmayalı ne kadar çok olmuş zaman ne hızlı geçmiş yahu.Şuan 19. haftanın içindeyim ve neredeyse yolu yarıladık.
     Artık hamileliğe tam adapte olduğumu hissediyorum çünkü gayet normal hayatıma devam ediyorum.Yorgunluk, halsizlik, tuhaf mide halleri,iştahsızlık geçti gitti bile yaşasııınnn:D 7. aya kadar da altın dönemin keyfini çıkarmayı planlıyorum.
     Yazamadığım dönemde tatile gittik,biraz kafa dağıtıp,deli gibi yiyip, bol bol yüzüp döndük.Bu arada yoga ve hamilelik kursuna başladım(bununla ilgili biraz daha tecrübe ettikten sonra daha detaylı düşüncelerimi yazmayı düşünüyorum.) Tatilim de bitti, okullar açılıyor yeni dönem yeni heyecan.Aaaaa bu arada bebikimizin cinsiyetini öğrendik(tabi ben görene kadar emin olamayacağım sanırım.) 13. Haftada gittiğim kontrolde doktorum cinsiyeti öğrenmek isteyip istemediğimi sordu.'Kesin belli mi ki?' oldu ilk tepkim.Normalde bu dönemlerde çok belirgin olmasa söylemezdim ama bu baya belli diyince öğrenmek istedim.'Erkek, bak bu da pipisi' dedi. Heyecanlandım,sevindim,karma karışık duygular yaşadım ama emin olamadım(ki bu da tamamen ablamın bebeğine doktorun önce erkek sonra kız demesine bağlı.) 16. haftaki kontrolümüzde de yine erkek dedi doktorumuz.Pipisini görmek için çok uğraştım ama bacaklarını o kadar seri ve hızlı oynatıyodu ki ne ben ne eşim farkedemedik. Detaylı ultrasonda görmek için özellikle beklemeye karar verdim:) Yok mutlaka görmem gerek o pipiyi yoksa inanmıyorum:)Bir daha çok arayı açmadan yazmalıyım yoksa ne yazacağımı bilemiyorum(Bu kısmı kendime not):)

2 Ağustos 2013 Cuma

YEME(ME)K


       Ne dengesiz dönemmiş şu 3 ay.Yeme düzenim allak bullak oldu 180 derece değişti bir çok konuda.Her gün genel olarak sağlıklı beslenen ben, hamilelikte daha da dikkatli olacağımı düşünmüştüm ama yanılmışım.Süt içemez,ceviz yiyemez oldum.Hatta çikolata düşkülüğüm bile bitti.Bir tek buna sevindim galiba:) Balık, et  kokusu kabusum oldu.Beni tek rahatlatan soğuk meyveler,sınırsız havuç ve salatalıktı.Tabi peynir,zeytini de yabana atmamak gerek. Son dönemlerde de önüne geçemediğim karbonhidrat açığı oluştu vücudumda sanırım.Anne poaçasına aşerdim ya şaka gibi:)Yediklerimden sonra pofidik hamur bebe doğurabilirim. Neyse annem geldi yaptı da yedim rahatladım.Ha bi de mercimek köftesine aşerdim.Oturdum yaptım 4 kişilik tarifin 3 kişilik kısmını ben yedim.
       Hiç mide bulantısı yaşamadım çok şükür.Alnımın akıyla kurtuldum dengesizlik döneminden.2. trimesterden oldukça umutluyum.Bol cevizli,pekmezli,sütlü,yoğurtlu,balıklı günler olsun koca göbeklere:)

1 Ağustos 2013 Perşembe

BEN KİMİM!


İlk trimesterin son haftasına girmiş bulunuyorum.Nasıl geçti, ne oldu bitti hala çok idrak edemedim.Karnımda taşıdığım bu gariban bebeğin annesi miyim, yoksa kapı komşusu mu çözememiş,kendimi duygusal olarak anne moduna sokamamıştım.Benden 10 hafta önde olan ablamın göbeğini sevmek, ultrason görüntülerine bakmak bana daha bi keyif veriyordu ki  karnımda bi bebek taşıdığıma emin oldum.Son ultrason görüntüsünde gördüğüme göre böceklikten bebekliğe terfi etmiş:) Benim anne duygusallığına girememem bundanmış meğer:) Şimdi 6 cmlik parmak bebikimle mutlu mesut yaşıyorum:)

 


24 Temmuz 2013 Çarşamba

HEYY SELAM BEBEK!


  Hayatıma dair uzun vadeli planlar yapmaya bayılırım hele bi de gerçekleşiyorsa tadından yenmez.Eşimle ilk çıkmaya başladığımızda -bi 13 buçuk sene öncesi ergen stayla gezerken- 2010 da evleneceğimizin planlarını yaptığım gibi bebeği ne zaman düşündüğümüzü de pek tabi planlamıştım.Belki de o tarih hala gelmediği için hiç hazır olamıyordum öncesinde.
  Tontik poaça ayak fetişisti gibi tüm sosyal mecralarda bebekli,çocuklu resimler, videolar ilgimi çekmeye başlayıp beklediğimiz zaman gelince tamam zaman bu zamandır dedim.Aman bende bir bebe isteği dersin yıllardır bebek istiyorum.Karnıma kırlent koyup evde hamile taklidi yapmışlığım bile var o derece yani.Tabi bunda ablamın hamile olmasının da etkisi var.Bir an önce yaşamak istiyorum o anı...
  Bir süre sonra arama motoruna hamilelik belirtileri yazdım,karşıma çıkan ilk site tabi ki kadınlar kulübü.Öyle bir site ki elini veren kolunu kaptırıyor.Okudukça okuyosun insanların yaşadıklarını.Sonra psikopata bağlayıp kendinde arıyorsun aynı şeyleri.İyice gözlem altına aldım kendimi, vücudumdaki her olayı sorgular oldum. Karnım adet olacakmışım gibi ağrıyordu,ben de bir halsizlik,ağzımda tuhaf bir tat,idrarda koyuluk ve en önemlisi karnımda seğirme oluyordu. Bi yandan ben kesin hamileyim diye düşünüp bi yandan yok canım öyle hemen kolay mı diyorum ama meraktan da çatlıyorum.4 gün kadar kendimi zapt ettikten sonra çooook erken olmasına rağmen gebelik testi aldım ve sonuç biri tam biri silik bir buçuk çizgi:) Ertesi gün hastaneye gidip kan testiyle 4 haftalık hamile olduğumu öğrendik.
  Sonuç şu ki hamilelik belirtilerini 3. haftasında hissetmem bence tam bi manyaklık.Hatta arada bebeği düşünce gücüyle yapmış olduğumu bile düşünüyorum:) 



23 Temmuz 2013 Salı

ANNE OLMAK


"Aaa yok canım daha erken,ayy kendimi anne olarak görmüyorum,yok yok daha hazır değiliz " diye başlayan cümlelerim tarihte kaldı.Şuan 11+5 günlük hamileyim.Hazır olduğum şey aslında bir bebeği koşulsuz sevmek,sarılmak, boğum boğum etlerini mıncırmak,koklamak,poposundan ısırıp öpmekmiş.Ama annelik bundan ibaret değil bunun farkındayım malesef ve kafamda milyon tane soruyla benden anne olur mu diye düşünüyorum.Düşünür düşünmez de hemen kendime telkinde bulunuyorum."Amaann kimler kimler anne oluyo benden niye olmasın canım" diye:)