30 Eylül 2013 Pazartesi

MERCİMEKTEN KAVUNA...


   Bir bebeğin işi de hiiiiç kolay değil.Başladığın boyutun bilmem kaç katına çıkıyor olmak hiç de yabana atılacak bir süreç değil çünkü (oyy kıyamam,hepimiz elleri göbeklere koyup bebelerimize bi öpücük gönderelim şimdi).
   Onun işi o kadar zorken bi de saçma sapan benzetmeler yok mu çok anlamsız bence.Neden mercimek kadar denir, anne mercimek çorbası yaparken bir bardağa kaç bebek sığabileceğini düşünüp mercimekten tiksinsin diye mi? Ya da muz kadar olduğu söylenen bebe hangi muz türündedir,anamur mu çikita mi:) Çikita muz kadarsa aklımıza Ajdar'ın gelmeme ihtimali var mı:)Babam böyle pasta yapmayı nerden öğrendi?Ayy hatlar karıştı.Aman kulak mememizi çekip tahtalara vuralım, aklımızdan Ajdar'ı silelim, bebelerimiz ona benzemesin:)
   Oysa kitaplar, dergiler,doktorlar(doktorum henüz boyut benzetmesi yapmadı sırf bu yüzden bile onu çok seviyor olabilirim:P)azıcık düşünseler ya hepimiz bayanız.Bıraksalar eriği,armudu ojeden,allıktan,tektaştan örnekler verseler de hayat hepimiz için kolaylaşsa:) 'Ben fasulye,avakado değilim' deyip isyan bayraklarını çekmeleri yakındır tüm bebelerin.Yol yakınken bırakalım meyveleri,bakliyatları da onları minik birey olarak kabul edelim ha ne dersiniz...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder